Harabat ehlini hor görme Zakir, Defineye Malik Viraneler Var. Nalıncı Baba ile Sultan Murad Han.

Поделиться
HTML-код
  • Опубликовано: 25 ноя 2020
  • Serdar Tuncer / Sahurdan kalplere
    Nalıncı Baba
    Harabat ehlini hor görme Zakir, defineye malik viraneler var.”
    Nalıncı Baba ile Sultan Murad Han.. Hikayesi
    Serdar TUNCER muhteşem anlatımıyla
    #NalıncıBaba
    #SultanMuratHan
    #SerdarTuncer
    Muhammed Mimi Efendi
    Evliya Çelebi Seyahatnamesi‘nde Nalıncı Baba’dan şöyle söz eder:
    Nalıncı Baba’nın asıl adı, Muhammed Mimi Efendi’dir, Bergamalı‘dır. Unkapanı Araplar Camii karşısında bir dükkanda nalıncılık yapar. Ölümünden sonra da bu dükkan, nalıncılık işinden başka bir iş kullanılamaz. Abdi Çelebi, hayatında eline keser almadığı halde bu dükkana girince nasıl olduğunu anlayamadan usta bir nalıncı oluvermiştir. O tarihte Unkapanı’nda büyük bir yangın çıkar. Binalar ahşap olduğundan toptan yanar. Hatta benim evim de o yangında çok büyük zarar görmüştü. Ama Nalıncı baba’nın dükkanı tahtadan yapılmış olduğu halde, ortada sapasağlam kalmış, herkesi şaşkına çevirmişti. Üstelik yangın sırasında Nalıncı Baba dükkanda çalışmaktaydı. “Her taraf yanıyor, kaç da canını kurtar!” dediklerinde: “Burası, benim dedemin dükkanıdır. Beraber yanarım, yine çıkmam“, diyerek ateş içinde kalır. Gerçekten yangın biter ama bu dükkan yanmaz. Zamanla buranın değeri artar. Küpeli denilen bir Yahudi, dükkan sahibine birkaç akçe fazla vererek Hüseyin Çelebi‘yi dükkandan attırır. Bir gün kepenkleri açarken dengesini kaybeder, başı üzerine düşerek ölür. Yani o dükkanı nalıncılık haricinde kullanmak hiç kimseye nasip olmaz.
    Anlatılır ki: Nalıncı Baba, öldüğü gece Sultan III. Murad‘ın rüyasına girer ve şöyle seslenir:
    - Cenaze namazımı Fatih Camii’nde kılmaya hazırlan. Beni evimde toprağa ver. Üzerime bir türbe, yanıma bir tekke ve bir çeşme yaptır. Dünyadan elli sene su içtim.”
    Nalıncı Baba, gerçekten evinin olduğu yere gömülür. Gereken yapılır. (Evliya Çelebi - Seyahatname’sinden)
    Sultan III. Murad‘ın rüyasından sonra Sultan III. Murad Han rüyayı gördüğü günün sabahı, bir anlam veremediği bu rüya dolayısıyla tuhaf bir hal içindedir. Vezir- i âzam Siyavuş Paşa padişahın bu halini görünce merak eder ve sorar:
    - “Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var?”
    Padişah:
    - “Akşam garip bir rüya gördüm.” der.
    Vezir:
    - “Hayırdır inşaallah efendim!?”
    Sultan Murad Han:
    - “Hayır mı, şerr mi öğreneceğiz inşaallah!.
    Padişah konuşmanın burasında çok heyecanlanır ve sorar:
    - “Peki o ne dedi?”
    Yaşlı kadın:
    - “A oğul, dedim ya bizim bey bir tuhaftı. Önce uzun uzun güldü, sonra da dedi ki; ‘Allah büyüktür hatun, padişahın işi ne?…”

Комментарии • 2